Nicolas
: Nasılsın?
چطوری؟
Aida
: Gribim, çok kötü.
آنفولانزا هستم، خیلی بد.
Nicolas
: Niçin dikkat etmiyorsun? Hava çok soğuk.
چرا دقت نمیکنی؟ هوا خیلی سرد است.
Aida
: Evet, çok soğuk. İki gün önce, sabah hava güneşliydi, tişört giydim. Ama öğleden sonra çok soğudu, çok üşüdüm hasta oldum. Boğazım da iyi değil.
آره، خیلی سرد است. دو روز پیش، صبح هوا آفتابی بود، تیشرت پوشیدم. ولی بعد از ظهر خیلی سرد شد، خیلی احساس سرما کردم و سرما خوردم. گلویم هم خوب نیست.
Neomi
: Sıcak limonlu çay iç, soğuk şeyler yeme!
چای لیمویی داغ بنوش، چیزهای سرد هم نخور!
Ayhan
: Bence bir hafta çalışma, evde dinlen!
به نظرم یک هفته کار نکن، در خانه استراحت کن!
Aida
: Ama çok işim var.
ولی خیلی کار دارم.
Neomi
: Patrondan izin al!
از رئیس مرخصی بگیر!
Aida
: Evet, ama gerçekten çok işim var.
آره، ولی واقعا خیلی کار دارم.
Ayhan
: Sen ne yapıyorsun, Michael?
تو چیکار میکنی، مایکل؟
Michael
: Araba bozuldu, servise götürdü.
ماشین خراب شد، به تعمیرگاه بردمش.
Deni
: Problem büyük mü?
مشکل بزرگ است؟
Michael
: Problem büyük değil, ama tamir ve parçalar çok pahalı.
مشکل بزرگ نیست، اما تعمیرات و قطعهها خیلی گران است.
Ayhan
: Ne düşünüyorsun, Neomi?
به چی فکر میکنی، نِهاُمی؟
Neomi
: Bir ceket ve etek aldım. Eteği bir defa giydim, fermuarı bozuldu.
یک کت و دامن خریدم. دامن را یک بار پوشیدم، زیپش خراب شد.
Aida
: Pahalı bir etek mi?
دامن گرانی است؟
Neomi
: Ucuz değil.
ارزان نیست.
Ayhan
: Götür ve değiştir.
ببر و عوض کن.
Neomi
: Ama giydim.
ولی پوشیدمش.
Ayhan
: Önemli değil, değiştiriyorlar.
مهم نیست، تعویض میکنند.