Bezelye Prenses
Bir zamanlar bir prens varmış.
Bu prens evlenmek istiyormuş.
Ama evleneceği kişi gerçek bir prenses olmalıymış.
Böyle birini bulmak için bütün dünyayı dolaşmış.
Ama çok büyük bir hayal kırıklığına uğramış.
Çünkü karşısına çıkan prenseslerin hakiki olup olmadığını bir türlü anlayamıyormuş.
Hep eksik bir şeyler oluyormuş.
Sonunda üzüntü ve umutsuzluk içinde yurduna dönmüş.
Bir gece korkunç bir fırtına çıkmış.
Şimşekler çakıyor gök gürlüyor, bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor, kıyametler kopuyormuş.
Derken sarayın kapısı çalınmış.
Yaşlı kral gidip kapıyı açmış.
Fakat o da ne, kapıda yağmurdan ve fırtınadan kaçan perişan olmuş zavallı bir kız duruyormuş.
Üstelik her tarafından sular akan tepeden tırnağa sırıl sıklam olmuş bu kız gerçek bir prenses olduğunu söylüyormuş.
"Eh anlarız bakalım" diye düşünmüş yaşlı kral.
Ama kimseye bir şey söylememiş.
Yatak odasına gitmiş yere bir bezelye tanesi koymuş.
Bu bezelye tanesi üzerine 20 tane döşek, döşeklerin üzerine de 20 tane kaz tüyü yatak koymuş.
Gece olunca prenses bu yatakta yatmış.
Sabah olunca kıza gece nasıl uyuduğunu sormuşlar.
"Ah korkunç bir şeydi." demiş prenses.
Bütün gece gözümü bile kırpmadım.
Allah bilir ne vardı yatakta.
Sert bir şeyin üstüne yatmışım gibi her yerim çürüdü mosmor kesildi.
Gerçekten berbattı.
روزی روزگاری یک شاهزاده بود.
این شاهزاده میخواست ازدواج کند.
ولی کسی که میخواست با او ازدواج کند باید یک پرنسس میبود.
برای پیدا کردن همچین کسی تمام دنیا را گشته بود.
ولی دچار ناامیدی بزرگی شده بود.
چون به هیچ وجه نمیتوانست بفهمد که پرنسسهایی که با آنها روبرو میشد پرنسس واقعی هستند یا نه.
همش کم و کاستیهایی پیش میآمد.
درنهایت با اندوه و ناامیدی به کشورش بازگشت.
یک شب طوفان وحشتناکی شد.
رعد و برق میزد، آسمان غرش میکرد، انگار که از لیوان آب خالی میشد باران میبارید، قیامت شده بود.
در این هنگام در قصر زده شد.
شاه پیر رفت و در را باز کرد.
ناگهان چی میبیند، در آستانه در یک دختر بیچارهای که از باران و طوفان فرار کرده بود ایستاده بود.
در ضمن این دختری که از سر تا پایش آب میچکید و خیس آب شده بود میگفت که یک پرنسس واقعی است.
شاه پیر با خود فکر کرد که "بالاخره که میفهمیم."
ولی به کسی چیزی نگفت.
به اتاق خواب رفت روی زمین یک عدد نخودفرنگی گذاشت.
روی این نخودفرنگی هم 20 عدد تشک و روی تشکها هم 20 عدد رختخواب پر غاز گذاشت.
وقتی شب شد پرنسس روی این تخت خوابید.
وقتی صبح شد از دختر پرسیدند که چطور خوابیده؟!
پرنسس گفت: "آه، وحشتناک بود.
تمام شب یک لحظه هم نخوابیدم. (چشم روی هم نگذاشتم)
خدا میداند چی در رختخواب بود.
انگارکه روی چیز سفتی خوابیده باشم همه جایم مچاله شد کبود شد.
واقعا افتضاح بود."
Böylece anlaşılmış ki 20 döşek ve 20 kaz tüyü yatağın altındaki bezelye tanesini hissedecek kadar nazlı, narin olduğuna göre, bu prenses hakiki bir prensestir.
Prens onunla evlenmiş.
O bezelye tanesini de müzeye koymuşlar.
Eğer kimse almadıysa bugün bile gidip görebilirsiniz onu.
و به اینصورت فهمید که اگر آنقدر ظریف و نازدار است که دانه نخودفرنگی را از روی 20 رختخواب پر غاز و 20 تشک احساس کند، این پرنسس، پرنسس واقعی است.
شاهزاده با او ازدواج کرد.
آن دانه نخودفرنگی را هم در موزه گذاشتند.
اگر کسی برنداشته باشد حتی امروز هم میتوانید بروید آن را ببینید.